[Ana Sayfa] > Selçuk ERDEM

Selçuk ERDEM

Selçuk Erdem - Tavukadam
Selçuk Erdem'in İlkokul 2. sınıfta yazdığı bir kompozisyon.Sınıf ortasında okuduğum zaman, öğretmen ve arkadaşlarım tarafından pek tutulmamış bir kompozisyon...
Yazım hataları düzeltilmemiş, parantez içindeki notlar şimdiki ben tarafindan eklenmiştir.
Ben çevremde çok şey görürüm. Yaşasın çevremiz. Çevremiz olmasaydı hiçbirşey göremezdik bence. O zaman Ufuk'u da göremezdik. Ufuk benim en iyi arkadaşım. Ufuk neler yazdı defterine bakıyorum. Öğretmenimiz hep arkadaşınızın defterine bakmayın der, ama şu anda bakmam lazım çünkü benim çevremde Ufuğun defteri var. Ufuk benim arkadaşımdır. Ufuk salak değildir. Çünkü arkadaşımıza salak demek ayıptır. Ayıp olmasa Ufuk'a salak diyebilirdik. Ama diyemedik. Bunun ayıp olduğunu öğretmenimiz öğrettiydi. Ögretmenimiz bize hep ögretir. Ne güzel şeyler öğretir. Böyle bir öğretmenimiz olmasaydı biz ne yapardık? Okula gelmezdik. Tabi o zaman hemen sevinmezdik hemen çok üzülürdük. ('çok' sözcüğü araya sonradan sıkıştırılmıştır) Ögretmenimiz bize "arkadaşlarınıza salak demek ayıptır" demişti. Ben de "o zaman aptal demek ayıp değildir" dedim. Öğretmenimiz hepsi aynı dedi. Ben de "bu bilgi hayatta ne işimize yarayacak" diye sordum. Öğretmenimiz "Bu konu burada kapanmıştır" dedi. Ama kapanmamıştı tabi. Ufuk defterine şunlari yazmış: Ben çevremde neler görüyorum: Agaçlar, evler, yollar, insanlar, kadınlar, kuşlar, taşlar, topraklar, kediler, köpekler, böcekler, bulutlar, annem. 
Gerçekten de Ufuğun annesi hep çevresinde dolaşır. Sabah okula getirir, akşam eve götürür, derslerde de pencerenin önünde zıplayarak oğlunu görmeye çalışır. Bence çok komik. Kafası bir görünür, bir kaybolur. Yazın pencere açıkken silgiyle kafasını vurmaya çalışırız. Ama havada durmayıp hemen düştüğü için vurmak çok zordur. Yani bunların dışında Ufuğun gördüğü ilginç bir şey yok. Çevremiz çok sıkıcı değil. Ben sanki görmüyorum agaçları, evleri. Salak! Sana demedim, bu sayılmaz, agaçlara dedim. 

Ben çevremde hep değişik şeyler görürüm. Mesela geçen gün çevremde bir tane tavukadam gördüm. Tabi hemen arkadaş olduk. Çok ilginçti. Ufuğa anlattım ama Ufuk inanmadı çünkü o benim anlattıklarıma hiç inanmaz, bunu nereden biliyorum çünkü uzaylılara da inanmamıştı. "Bir kere, dedi, tavuktan adam olsa o zaman horoz adam olurdu" çünkü tavuktan adam olmazmış horozdan olurmuş. Ben de ona hayatında kaç tane tavukadam gördüğünü sordum. Hiç görmemiş tabi, ne konuşuyorsun o zaman? (Bu cümlenin sonundaki salak silinmiş, ama iyice bastırılarak yazılmış olsa gerek ki izi kalmış) Tavukadam gerçekten var, işte şöyle bir sey: (Burada tavuk adamın temsili bir resmi var) Tavukadamla geçen hafta, banka sinemasında tanıştık. (Hala var mı bilmiyorum, bizim çocukluğumuzda bankalar, sinemalarda çocuklar için çizgi filmler falan gösterirlerdi) İçerisi karanlık olduğu için diğer çocuklar onu göremediler tabi (Yalan!) Tavukadam harika bir insan. Diğer büyükler gibi insanın canını sıkmıyor. Benim en iyi arkadaşım. Ufuk için salak dedi. Ayıp da olmamış oldu, çünkü o Ufuğun arkadaşı değil. Tavukadam çok güçlü, herkesi dövebilir. bu herkese, çevremde gördügüm herkes dahil, bilmem anlatabildim mi? Bana dedi ki, "Eger sana sinirlenen bir öğretmenin falan varsa, gelip onun kafasını kırayım, bacaklarını da koparmam elbette mümkün" dedi. Ben de ona "Teşekkür ederim, ama bana sinirlenen bir öğretmenim yok, öğretmenim beni çok sever bence, ben de onu severim. Onun bacaklarını ikiye ayırıp kafasını gaganla ezmene hiç gerek yok!" Böylece iş tatlıya bağlanmis oldu, ama tavukadam "sen gene de bir sey olursa haber ver, anında gelirim." dedi. Ben de haber verecegime söz verdim. Şimdi bir şey olursa ve ben haber vermezsem tavukadama karşı çok ayıp olur. Çevremizi tavukadamla birlikte gördüm. Ona Marstan gelen taşlarımı gösterdim, o da bana çokoprens agaçlarını gösterdi. O kadar çok ki. Hepsinin ortasını açıp çukulatasını yalıyorsunuz, bisküvisini hiç yemiyorsunuz. 

Ufuk bunlara da inanmıyor. Bana dedi ki "Sen şimdi tavukadamın uçtuğunu da iddia edersin" dedi. Ben de tabi hemen, tavuklar uçar mi be, biz burada güvercinadamdan bahsetmiyoruz herhalde dedim. Böyle bir laf ettiği için ona salak demedim çünkü o benim arkadaşım. Ufuk, o zaman niye getirmiyorsun okula, bizi de tanıştır dedi. Yok ki gelsin dedi. Ama tavukadam hergün lunaparka gittiği için okula gelecek vakti yok Ayrıca kendisinden yok diye bahsedildiğini duyarsa Ufuğa çok sinirlenir. Bu ona inanmayan başkaları içinde geçerli olur. O zaman yumurtasını getir dedi. Sanki tavukadam bütün gün aptal aptal ortalıkta dolaşıp yumurtluyor. Tavuklarla tavukadamları birbirine karıştırmamalıyız. Çünkü hangisini kesemeyiz. (Birbirine karıştırırsak hangisini keseceğimizi bilemeyiz demek istiyor) 

Çevremizde neler gördük? Ufuk gibi biz de çevremizde kuş gördük, ama biz gittik konuştuk. Göç eden kuşlar artık havalar ısınmaya başladığı için geri dönüyorlar. Onlara keşke dönmesaydınız, çünkü havalar gene soğuyacak dedim. Onlar da bana belki bu yıl soğumaz bir umut dediler. Yaz bitmezse gerçekten çok iyi olur. Çünkü yaz bitince okullar açılır. Ama yaz tatilindeyken çevremde okulu görmüyorum. Tabi hemen okulumu özlüyorum. En çok da öğretmenimi özlüyorum. 

Yararlandığımız kaynaklar: 
Çevremiz, büyüklerimiz, öğretmenimiz, tavukadam.
(Son olarak bir ekleme yapmak istiyorum: Ufuk bir salaktır!!!)

Arkadaşınıza Göndermek için tıklayın Arkadaşına Gönder      Yazdırmak için tıklayın Sayfayı Yazdır      Yazı Ekle
© 2003-2012 www.alternatifim.com/ Her Hakkı Saklıdır.