[Ana Sayfa] > Gerçek Hikayeler I

Gerçek Hikayeler I

Olay yaklaşık 1996 ve bir ilkbahar günü Bursanın şirin bir ilçesi olan Karacabey'in devlet hastanesinde gerçekleşiyor. Orta yaşlı bir çingene kadın sularını akıta akıta doğum sancısı çekiyor. Kocasının ismi Hasan. Kadın doğum sancısıyla " asaaan asaaan s*ki kopasıcası asaan"

Bir trafik polisi incisi daha...Bu sefer Ankara'dayız, Ziya Gökalp'deki üst geçitten geçmekteyiz. Altımızda, Pamukbankın önünde duran ekip otosunun megafonundan çıkanlar aynen şöyle:
"ticari devam et! ms 489 devam et! İŞİTME ENGELLI DEVAM ET!"
(Bilmeyenler için: işitme engelli vatandaşlarımızın araç plakalarında özel bir işaret bulunmakta!)

Bir gün erotik bir sinemaya gittik, filmin yarısında filan kadın kahramanımız çıktı. Peşinden erkek aktörümüz damladı. Ama kadın - burda olmaz, orda olmaz türünden bahanelerle sahneyi uzatıyordu. Sinemanin en arka saflarından bi eleman kalkıp - orda olmaz, burda olmaz mına koyim 
boşuna mı para verdik ulan biz buraya.. ( diye bağırdı ) sinema aynen kahkaya boğuldu..

Benim anım değil, Ulku Tamer'in anısı. Radikalde okudum, süper komik.
Tiyatroları varmış, turnede Malatyaya gidiyolar, oyun sahneleniyo. İlk gece şehrin büyükbaşları hep ön safta. Ulku Tamer oyunda kızın babasını oynuyo, kızını istiyolar vermiyo. Çocuk aşk acısından ölüyo vs. Halk acaip etkileniyo oyundan ağlayanlar falan. Oyun bitiyo iki polis geliyo kulise, komserim sizi istiyo diye. Ulku Tamer de çok etkilendi tebrik edecek heralde diye kalkıp gidiyo. Karakola bir giriyo, ortalık buz gibi. Komser bizimkini görünce sinirle ayağa kalkıyo
-"Lan sen ne şerefsiz adamsın be arkadaş. Vermedin kızı, bak ne oldu gül gibi oğlan öldü gitti."
Ulku Tamer "ama efendim, gak guk" diye açıklayacak oluyo.
Komser "Sus diyo yarın akşam da gelip izleyecem eger yine kızını vermezsen hepinizi karakola alıp falakaya yatırcam lan" diyo.
Ertesi gün Ulku Tamerler oyunun sonunu değiştirip oynuyolar. Kızını veriyo oğlana, oyun bombok oluyo ama komser en ön safta mutluluk gözyaşları döküyomuş.

Sultanbeyliye Tiyatro gelmiş. Dini içerikli bir oyun. Oyunun bir yerinde rol icabı İsrail askeri kılığına girmiş elemanlar filistin genci rolündeki gencin kolunu kırıyolar. Oyunun başından beri gaza gelen hacı amcalardan biri tam o sahnede daha fazla dayanamayıp "Tekbiiiir Allahu ekbeeer " diye bağırarak fırlıyo ve ayakkabısını çıkarıp Israil askerlerinden birine fırlatıyo. Asker rolündeki herifin suratı kan içinde kalıyo. Oyun iptal ediliyo ama işin komiği 
ayakkabıyı fırlatan hacı amcaya anlatamıyolar bunun bir oyun olduğunu.
O hala "münafıklar bırakmadınız diğerlerini de devireyim" falan diyomuş.

Minibüsteyiz, kızın biri bindi minibüse. Kibar olmaya çalışan abuk bi kız bu. Neyse kapıyı kapatmaya çalışıyo açıp kapatıyo açıp kapatıyo ama kapı otomatik olduğu için kapanmıyo. 
En son dayanamadı bu, "şöfer bey, ay bu kapı kapanmıyo". 
Dikiz aynasından pis pis kızı gözetleyen şöför döndü. "yeter bacı iki saattir s*ktin bıraktın kapıyı zaten"

Ataköy'de bir arkadaşımda sabahlamıştım. Sabah otobüse bincem ama mekanı bilmediğim için durağı sorcak birilerini arıyorum. Kimseler geçmiyo, neyse sonunda bir polis otosu gördüm. Tarif ettiler durağı,
"Şu bakkalı geç ilerle, ağacin ordan sağa kır ordan sola..." 
Teşekkür edip yürümeye başladım. Biraz yürümemiştim ki arkadan bir megafon "oğlum ağacın ordan sola kırsana lan, bak bak bak dinniyo mu hiç, hişş alooo"
Durağı bulana kadar ekip otosu arkamdan bağırıp durdu.

Bi gün belediye otobüsündeyim, durakta teyzenin biri bindi,
şöföre; "evladım acelem var ama biletim yok" dedi.
Şöför ;"bin teyzecim, sonraki duraktan alırsın, ama önce bi de yolculara 
sor"dedi.
Bunun üstüne teyze yolculara dönüp; "Pardon, bi sonraki duraktan bilet alabilir miyim?" diye sordu...

Arkadaşınıza Göndermek için tıklayın Arkadaşına Gönder      Yazdırmak için tıklayın Sayfayı Yazdır      Yazı Ekle
© 2003-2012 www.alternatifim.com/ Her Hakkı Saklıdır.