[Ana Sayfa] > Berber

Berber

New York'lu bir iş adamı, Roma'ya gidecekti. Uçağa binmeden birkaç saat önce saç traşı olmak üzere bir berber dükkanına gitti. "Gerçekten Roma'ya mı gideceksiniz?" diye dudak büktü berber. "Roma, dünyanın yalnızca en kalabalık kenti değil, ayrıca en pis kentidir de... Roma'ya gitmeye karar verebilmesi için insanın çılgın olması gerekir." 
Berber, Roma hakkındaki bu görüşünü açıkladıktan sonra, müşterisine sordu: "Hangi havayoluyla gideceksiniz Roma'ya?" Ve iş adamının "TWA uçağıyla" demesiyle birlikte, bu kez bu havayolu hakkındaki görüşlerini açıkladı: "TWA dünyanın en berbat havayoludur. Uçakları eskidir, hostesleri çirkindir, pilotları yaşlıdır. Üstelik hiçbir zaman zamanında kalkmazlar... 

Peki, Roma'da nerde kalacaksınız? İş adamı, canının sıkıldığını belli eden bir ifadeyle yanıtladı: "International Marriot Oteli'nde kalacağım." Berber yine konuşmaya başladı: "Roma'nın en kötü otelidir, orası... Odaları çok küçüktür, servisi berbattır, üstelik oda fiyatları da çok yüksektir. Peki, Roma'ya ne yapmaya gidiyorsunuz?" İş adamı, beraberindeki arkadaşlarıyla Vatikan'a gideceklerini ve Papa'yı görmek istediklerini söyledi. 

"Tanrı yardımcınız olsun" diye başladı berber ve sözlerini gülerek sürdürdü. "Vatikan dediğiniz yer, bir meydandan başka bir şey değil. Avuç içi kadar bu meydanda bir milyondan fazla kişinin arasına karışacaksınız ve taa ileride bir yerlerde Papa'yı, bir nokta gibi göreceksiniz. Tabii ona da görmek derseniz... Tanrı gerçekten yardımcınız olsun, çünkü orada, Tanrı'nın yardımına gerçekten gereksinim duyacaksınız..."

Aradan bir ay geçtikten sonra aynı iş adamı, yine saç traşı olmak için aynı berber dükkanına geldi. Berber, Roma gezisinin nasıl geçtiğini sordu. "Her şey harikaydı" diye anlatmaya başladı iş adamı. "Fazla bilet satıldığı için kimi yolcular ayakta kalınca TWA uçağında bizi, birinci sınıf bölümüne aldılar. Uçağımız, tam zamanında kalktı. Hostesler, genç ve birer film yıldızı kadar güzeldi. Uçuş süresince bize hizmet için sanki yarışa girdiler. Pilotlar ise, çakı gibiydiler. Otele geldiğimizde ise, karşımızda küçük bir saray yavrusu bulduk. Oteli yenilemek için 25 milyon dolarlık yatırım yapmışlar. Otel tümüyle doluydu. Fakat bizi geri çevirmediler. Normal oda fiyatına, kral dairesini açtılar bize." Müşterisinin anlattıklarını dişlerini gıcırdatarak dinleyen berber, sözcüklerinin üstüne basa basa sordu: "Fakat Vatikan'ı doğru dürüst gezemediniz, hele hele Papa'yı doğru dürüst göremediniz, tabii..." İş adamı, Roma gezisinin o bölümünü de anlattı: "Vatikan deyince bizim de aklımıza yalnızca bir meydan gelirdi. Fakat uzman bir rehber, bize Vatikan'ı tüm binalarıyla gezdirmeye başlayınca, Vatikan'ı bambaşka özellikleriyle tanıdık... Rehberimiz öncülüğünde gezerken bir ara birinin, hafifçe omzuma vurduğunu gördüm. Bu kişi, bir kardinaldi. Vatikan'ı ziyaret etmekte olan topluluktan sekiz kişiyi, Papa'nın, şahsen kabul etmek istediğini bildirdi. Kardinal, bu sekiz kişiden biri olarak beni de davet etti Özel bir odaya götürüldük. Beş dakika kadar sonra odanın kapısı açıldı, içeri Papa girdi ve... Bana doğru yürüdü, yanıma geldi, elimi sıktı, sonra da kulağıma eğilerek bana özel bir soru sordu." Berber, çok heyecanlanmıştı. "Gerçekten mi?" dedi. "Peki size ne dedi, size ne sordu Papa?" New York'lu iş adamı, Papa'nın sorusunu aynen nakletti: "Bu berbat saç traşını hangi berber yaptı böyle?".

Arkadaşınıza Göndermek için tıklayın Arkadaşına Gönder      Yazdırmak için tıklayın Sayfayı Yazdır      Fıkra Ekle
© 2003-2012 www.alternatifim.com/ Her Hakkı Saklıdır.