Bir gün bir adam işlemediği bir suçtan dolayı 30 yıl kalmak üzere hapisaneye düşmüş. Hapis günleri giderek daha zor gelmeye başlamış. En kötüsü de can sıkıntısıymış. Hiç bir şey yapmadan günler boyunca öylece oturmuş. Sonra bir gün bir karınca hapisane odasının küçük, demirli penceresinden içeri girmiş. Adam karıncayı almış, onu beslemiş. 15 yıl boyunca sıkılmadan usanmadan karıncaya şarkı söylemeyi öğretmeye çalışmış. Ne de olsa geçirmesi gereken 30 yıl varmış. 15 yıl sonra karınca şarkı söylemeyi öğrenmiş. Adam çok sevinmiş, mutlu olmuş. Mahkumiyet bitince şarkı söyleyen karınca ile ne kadar zengin olacağının hayallerini kuruyormuş. Sonra aklına bir fikir gelmiş. Geri kalan 15 sene içerisinde de karıncaya dans etmeyi öğretecekmiş. Bıkmadan usanmadan, gece gündüz uğraşmış. Ve nihayet 30 sene dolunca adamın artık dans edip, şarkı söyleyen bir karıncası varmış. O gün karıncasıyla beraber hapisaneden çıkmış. Güzel bir yemek yemek için bir lokantaya gitmişler. Karıncasını özenle masaya koymuş. Önüne de her yemekten bir miktar vermiş ki sevgili karıncasının da midesi bayram etsin.
Sonra garson "Başka bir arzunuz var mı ?" diye sormak için masaya yaklaşırken masadaki karıncayı görmüş. "Pardon beyefendi, bu pis hayvanlar nereden geliyor?!" diyerek dans edip, şarkı söyleyebilen karıncayı baş parmağıyla ezip, yere atmış...
|